Yeni bir dil öğrenmek heyecan verici ama zorlu bir yolculuk olabilir. İspanyolcada ustalaşmak istiyorsanız, fiillerini öğrenmek sürecin önemli bir parçasıdır. Bu blog yazımda, mutlaka bilinmesi gereken 100 İspanyolca fiili, anlamları ve kullanımlarıyla birlikte sizlerle paylaşıyorum. İster başlangıç düzeyinde ister orta düzeyde öğreniyor olun, bu kılavuz kelime dağarcığınızı genişletmenize ve dil becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.


Ser: (to be) - (olmak)

Soy un estudiante.
(Ben bir öğrenciyim.)


Tener: (to have) - (sahip olmak)

Tenemos una casa nueva.
(Yeni bir evimiz var.)


Hacer: (to do) - (yapmak)

Hacemos ejercicio todos los días.
(Her gün egzersiz yaparız.)


Ir: (to go) - (gitmek)

Vamos al parque.
(Parka gidiyoruz.)


Ver: (to see) - (görmek, seyretmek)

Veo una mariposa.
(Bir kelebek görüyorum.)


Decir: (to say) - (söylemek)

Dijo que lo haría.
(Yapacağını söyledi.)


Dar: (to give) - (vermek)

Dame una manzana.
(Bana bir elma ver.)


Estar: (to be) - (olmak)

Estoy cansada.
(Yoruldum.)


Saber: (to know) - (bilmek)

Sé que estoy en lo correcto.
(Haklı olduğumu biliyorum.)


Poder: (to be able to) - (-e bilmek)

Puedo hablar español.
(İspanyolca konuşabiliyorum.)


Llevar: (to carry) - (taşımak)

Llevo una mochila.
(Bir sırt çantası taşıyorum.)


Querer: (to want) - (istemek)

Quiero un helado.
(Dondurma istiyorum.)


Haber: (to have) - (sahip olmak)

Había algo mal.
(Yanlış bir şeyler vardı.)


Tener que: (to have to) - (zorunda olmak)

Tengo que salir temprano.
(Erken çıkmam gerekiyor.)


Poner: (to put) - (koymak)

Puso la mesa.
(Masayı koydu.)


Creer: (to believe) - (inanmak)

Creo que es verdad.
(Bunun doğru olduğuna inanıyorum.)


Venir: (to come) - (gelmek)

Vine a visitar.
(Ziyarete geldim.)


Llegar: (to arrive) - (varmak)

Llegó a tiempo.
(Zamanında geldi.)


Deber: (to owe) - (zorunda olmak)

Debes devolver el libro.
(Kitabı iade etmek zorundasınız.)


Empezar: (to start) - (başlamak)

Empezamos a las 8.
(8'de başlıyoruz.)


Traer: (to bring) - (getirmek)

Traje un regalo.
(Bir hediye getirdim.)


Entrar: (to enter) - (girmek)

Entramos a la casa.
(Eve girdik.)


Trabajar: (to work) - (çalışmak)

Trabajé todo el día.
(Bütün gün çalıştım.)


Pensar: (to think) - (düşünmek)

Pienso en ti.
(Seni düşünüyorum.)


Hablar: (to speak) - (konuşmak)

Hablamos durante horas.
(Saatlerce konuştuk.)


Comer: (to eat) - (yemek)

Comimos una pizza.
(Pizza yedik.)


Tomar: (to take) - (almak, içmek)

Tomé una decisión.
(Bir karar verdim.)


Estudiar: (to study) - (çalışmak)

Estudio español.
(İspanyolca çalışıyorum.)


Escribir: (to write) - (yazmak)

Escribí un poema.
(Bir şiir yazdım.)


Escuchar: (to listen) - (dinlemek)

Escuchamos música.
(Müzik dinledik.)


Usar: (to use) - (kullanmak)

Usamos el teléfono.
(Telefonu kullandık.)


Salir: (to leave) - (ayrılmak, çıkmak)

Salí de casa.
(Evi terkettim.)


Buscar: (to search) - (aramak)

Buscamos un lugar nuevo.
(Yeni bir yer aradık.)


Esperar: (to wait) - (beklemek)

Esperamos el autobús.
(Otobüsü bekledik.)


Necesitar: (to need) - (ihtiyaç duymak)

Necesitamos ayuda.
(Yardıma ihtiyacımız var.)


Cambiar: (to change) - (değişmek)

Cambié de idea.
(Fikrimi değiştirdim.)


Jugar: (to play) - (oynamak)

Jugamos al fútbol.
(Futbol oynadık.)


Vivir: (to live) - (yaşamak)

Vivo en Madrid.
(Madrid'te yaşıyorum.)


Pasar: (to pass) - (geçmek)

Pasamos un rato divertido.
(İyi vakit geçirdik.)


Desear: (to wish) - (dilemek, arzu etmek)

Deseo lo mejor para ti.
(Hakkında hayırlısı olsun.)


Ayudar: (to help) - (yardım etmek)

Ayudamos a los necesitados.
(İhtiyaç sahiplerine yardım ederiz.)


Mostrar: (to show) - (göstermek)

Mostré mi trabajo.
(Çalışmamı gösterdim.)


Esconder: (to hide) - (gizlemek)

Escondí la llave.
(Anahtarı sakladım.)


Probar: (to try) - (denemek)

Probé un nuevo plato.
(Yeni bir yemek denedim.)


Caer: (to fall) - (düşmek)

Caí al suelo.
(Yere düştüm.)


Encontrar: (to find) - (bulmak)

Encontré una solución.
(Bir çözüm buldum.)


Dejar: (to leave) - (ayrılmak, bırakmak)

Dejé mis zapatos.
(Ayakkabılarımı bıraktım.)


Celebrar: (to celebrate) - (kutlamak)

Celebramos el cumpleaños.
(Doğum gününü kutladık.)


Quitar: (to remove) - (ayırmak, çıkarmak, kaldırmak)

Quitamos la mesa.
(Masayı kaldırdık.)


Pagar: (to pay) - (ödemek)

Pagamos la cuenta.
(Hesabı ödedik.)


Abrir: (to open) - (açmak)

Abrí la puerta.
(Kapıyı açtım.)


Cerrar: (to close) - (kapatmak)

Cerramos la ventana.
(Pencereyi kapattık.)


Volver: (to return) - (dönmek)

Volví a casa.
(Eve döndüm.)


Morir: (to die) - (ölmek)

Murió de viejo.
(Yaşlılıktan öldü.)


Sentir: (to feel) - (hissetmek)

Siento tu dolor.
(Acını hissediyorum.)


Recordar: (to remember) - (hatırlamak)

Recordé nuestro primer encuentro.
(İlk görüşmemizi hatırladım.)


Interesar: (to be interested) - (İlgili olmak)

Me interesan los animales.
(Hayvanlara ilgim var.)


Oír: (to hear) - (duymak)

Oí un ruido extraño.
(Garip bir ses duydum.)


Explicar: (to explain) - (açıklamak)

Expliqué mi punto de vista.
(Bakış açımı açıkladım.)


Aprender: (to learn) - (öğrenmek)

Aprendí mucho.
(Çok şey öğrendim.)


Perder: (to lose) - (kaybetmek)

Perdí el partido.
(Oyunu kaybettim.)


Parar: (to stop) - (durdurmak)

Paramos el coche.
(Arabayı durdurduk.)


Seguir: (to follow) - (takip etmek)

Seguí mis instintos.
(İçgüdülerimi takip ettim.)


Contar: (to tell) - (söylemek)

Conté una historia.
(Bir hikaye anlattım.)


Olvidar: (to forget) - (unutmak)

Olvidé mi libro.
(Kitabımı unuttum.)


Preferir: (to prefer) - (tercih etmek)

Prefiero la playa.
(Sahili tercih ederim.)


Escapar: (to escape) - (kaçmak)

Escapamos del peligro.
(Tehlikeden kaçtık.)


Llamar: (to call) - (aramak)

Llamé a mi amigo.
(Arkadaşımı aradım.)


Permitir: (to allow) - (izin vermek)

Permitimos que lo hiciera.
(Bunu yapmasına izin verdik.)


Matar: (to kill) - (öldürmek)

Mataron a un animal.
(Bir hayvanı öldürdüler.)


Enseñar: (to teach) - (öğretmek)

Enseñaron una lección.
(Bir ders verdiler.)


Aceptar: (to accept) - (kabul etmek)

Acepté mi destino.
(Kaderimi kabul ettim.)


Ganar: (to win) - (kazanmak)

Ganamos el partido.
(Oyunu kazandık.)


Ofrecer: (to offer) - (teklif etmek)

Ofrecieron un trato.
(Bir anlaşma teklif ettiler.)


Caminar: (to walk) - (yürümek)

Caminamos por el bosque.
(Ormanın içinden geçtik.)


Reunirse: (to meet) - (tanışmak)

Nos reunimos en la biblioteca.
(Kütüphanede tanıştık.)


Olvidarse: (to forget) - (unutmak)

Me olvidé de mi maleta.
(Bavulumu unuttum.)


Revelar: (to reveal) - (ortaya çıkarmak)

Revelaron la verdad.
(Gerçeği ortaya çıkardılar.)


Levantar: (to lift) - (kaldırmak)

Levantamos los brazos.
(Kollarımızı kaldırdık.)


Enviar: (to send) - (göndermek)

Envié una carta.
(Bir mektup gönderdim.)


Reír: (to laugh) - (kahkaha atmak)

Reímos durante horas.
(Saatlerce güldük.)


Comprender: (to understand) - (anlamak)

Comprendí lo que dijiste.
(Ne dediğini anladım.)


Abrazar: (to hug) - (sarılmak)

Abrazamos a nuestros amigos.
(Arkadaşlarımıza sarıldık.)


Desaparecer: (to disappear) - (kaybolmak)

Desapareció de la vista.
(Gözden kayboldu.)


Regresar: (to return) - (dönmek, geri dönmek)

Regresamos a casa.
(Eve döndük.)


Habitar: (to inhabit) - (yaşamak)

Habitamos la ciudad.
(Şehirde yaşıyoruz.)


Invitar: (to invite) - (davet etmek)

Invité a mis amigos.
(Arkadaşlarımı davet ettim.)


Dormir: (to sleep) - (uyumak)

Dormimos bien.
(İyi uyuduk.)


Intentar: (to try) - (denemek)

Intentamos hacerlo.
(Onu yapmaya çalıştık.)


Sufrir: (to suffer) - (acı çekmek)

Sufrieron mucho.
(Çok acı çektiler.)


Proteger: (to protect) - (korumak)

Protegimos los animales.
(Hayvanları koruyoruz.)


Vencer: (to win) - (kazanmak)

Vencimos a nuestros oponentes.
(Rakiplerimizi yendik.)


Resolver: (to solve) - (çözmek)

Resolví el problema.
(Sorunu çözdüm.)


Contener: (to contain) - (içermek)

Contenían mucha información.
(Birçok bilgi içeriyorlardı.)


Reunir: (to gather) - (bir araya toplamak)

Reunimos a nuestros amigos.
(Arkadaşlarımızı topladık.)


Tratar: (to treat) - (denemek, çabalamak, tedavi etmek)

Tratamos a todos con respeto.
(Herkese saygıyla davranırız.)


Saltar: (to jump) - (zıplamak)

Saltamos la cerca.
(Çitin üzerinden atladık.)


Compartir: (to share) - (paylaşmak)

Compartimos una comida.
(Bir yemeği paylaştık.)


Decidir: (to decide) - (karar vermek)

Decidimos irnos.
(Ayrılmaya karar verdik.)


Pedir: (to ask) - (sormak, istemek)

Pedí ayuda.
(Yardım istedim.)


Bu fiiller, İspanyolca kelime dağarcığınızı ve konuşma becerilerinizi geliştirmek için bir temeldir. "Ser" ve "estar" gibi yaygın fiillerden "tener" ve "ir" gibi daha özel fiillere kadar bu liste, İspanyolca dilindeki en önemli fiillere kapsamlı bir genel bakış sağlar.

Umarım bu kılavuzu faydalı ve bilgilendirici bulmuşsunuzdur. Şimdi yeni öğrendiğiniz bilgileri test etme zamanı! Bu fiilleri günlük konuşmalarınıza dahil etmeyi deneyin veya onları farklı zamanlarda çekimleyerek alıştırması yapın.

Ve şimdi, yaratıcı olma zamanı! Piyangoyu yeni kazanan bir lamayı tanımlamak için bu fiillerden hangisini kullanacağınızı veya Mars görevinde bir robot olsaydınız "ir" fiilini nasıl çekeceğinizi yorumlarda yazın. ¡Buena suerte y buen aprendizaje! (İyi şanslar ve iyi öğrenmeler!)

Yorum Yap

Daha yeni Daha eski